Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İsrail’e açık uyarı: Asla müsaade etmeyeceğiz
Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan,
dün KKTC’ye yaptığı ziyaretin dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlandırdı.
Gazze’ye giden gemiye yapılan atağa tepki
SORU: Gazze’ye insani yardım götüren gemiye Malta’da maalesef bir taarruz düzenlendi. Gemide Türk vatandaşları da vardı. Akının İsrail’e ilişkin dronlarla yapıldığı belirtiliyor. Mavi Marmara saldırısı da hatırlandığında bu olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
CEVAP:
İsrail, milletlerarası hukukun önündeki en büyük tehlikedir. Memleketler arası hukuku çiğnemeyi adet haline getirdiler. Gemilerin, insani gayeli yardım materyali taşıdığı ve milletlerarası seyrüsefer kuralları çerçevesinde hareket ettiğini tüm dünya biliyor. Buna karşın, bu hücumun gerçekleştirilmesi, tam manasıyla haydutluktur, korsanlıktır. İsrail, bombalarla, ağır silahlarla yenemediği Filistinlileri, besinden, ilaçtan yoksun bırakarak yenmeye çalışıyor. İsrail gıdayı, pak suyu, ilacı silah olarak kullanıyor. İnsan öldürürler dünya sessiz kalır; katliam yaparlar dünya sessiz kalır, hâkim devletlere saldırırlar dünya sessiz kalır, memleketler arası kuruluşların çalışanlarını öldürür, yapılarını bombalarlar dünya sessiz kalır, göz nazaran göre soykırım cürmü işlerler dünya sessiz kalır. Bu “sessizlik sarmalı” artık son bulmalıdır. Bilinmelidir ki; dünya İsrail’den büyüktür. Büyüklüğünün hakkını vermeli ve dünyayı ateşe vermeye çalışan bu alev topunu söndürmelidir. Yoksa çok geç olacak ve İsrail’e bugün sessiz kalanlar, tarihe bunun hesabını veremeyeceklerdir. İsrail zannetmesin ki; işledikleri hatalar cezasız kalacaktır. Adalet bir gün yerini bulacaktır.
İsrail’in Suriye taarruzları: İstikrarsızlığa müsaade vermeyeceğiz
SORU: İsrail’in Suriye’ye yönelik taarruzları devam ediyor. Şam, Hama, Lazkiye, Kuneytra, buralara yönelik askeri akınlar gerçekleştiriliyor. Şam’da Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na yakın bölgelerin de bombalandığı belirtiliyor. Yani burada Suriye’yi istikrarsızlaştırma emeli taşıdığını görebiliyoruz. Ama bunun yanı sıra Türkiye’yi de maksat alan taarruzlar mı bunlar? Türkiye’ye de gözdağı mı vermek istiyor? Suriye’de bir güç gösterisi mi gerçekleştirmek istiyor? İsrail’in tam olarak hedefi nedir?
CEVAP:
İsrail’in bu attığı adımlar barış ve huzuru tehdit eden adımlardır. Türkiye ile ilgili ne üzere adımlar atar yahut atmayı planlıyor, bunları yakından takip ediyoruz. Biz niye İsrail’le bütün ticari alakaları kestik? Zira biz biliyoruz ki dostumun düşmanı, tıpkı formda bize de düşmanlık yapıyor demektir. Şu an prestijiyle Gazze’deki o günahsızlara zalimce bombaları yağdıran, bütün bölgeyi harabeye dönüştüren bir İsrail’den, biz aslında insanlık beklemeyiz. İsrail kandan ve kaostan besleniyor. Barış ve huzur iklimi İsrail’in istediği son şeydir. Suriye’de yıllardır süren iç savaşın bitmesinden, Suriye halkının kendi geleceğini tayin edecek olmasından, birlik ve bütünlük rüzgarından İsrail rahatsız olmuştur. Bu nedenle Suriye’de birtakım kümeleri kışkırtarak yeni bir çatışma ortamı oluşturmaya çalışıyorlar. Bölgeyi ateşe atmaktan çekinmeyen İsrail, Türkiye’nin bölgedeki gücünden, elde ettiği kazanımlardan da çok rahatsız. Suriye Hükümeti, ihtilal sonrasında ülkede huzuru, toplumsal barışı ve ekonomik kalkınmayı sağlamaya çalışıyor. Zorluklarla karşılaşsalar da, büyük bir efor içindeler. Geçmişte İsrail’in kışkırtmalarıyla hareket eden kim varsa hüsrana uğradı. İsrail, yalnızca kendini düşünür. Herkes birlik ve toprak bütünlüğü temelinde yeni Suriye’yi inşa için uğraş göstermelidir. İsrail provokasyonunun vadettiği yalnızca kan, gözyaşı ve ölümdür. Bir ve bütün Suriye ise, müreffeh bir geleceğin formülüdür. Her vakit söylediğimiz üzere, biz komşumuz Suriye’nin yeni bir çatışma iklimine sürüklenmesine müsaade vermeyiz ve vermeyeceğiz.
