Türk devletleri KKTC’yi sattı mı? “Orta Koridor’u kim sabote ediyor? İsrail, Atina’yı ve CHP’yi Türkiye ile savaşa soktu. EGE’deki adalar bir haftada el değiştirir!

Bu gelişmelerin İsrail ve Yunanistan’ı da aşan boyutları var. Uzun bir müddettir izlediğimiz global güç kaymalarının, güç matematiğindeki değişimin Akdeniz, Türkiye, Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya’da yol açtığı değişimler, Çin-ABD ekonomik savaşı ile çok hızlandı.

Jeopolitik fay çizgilerinde gerisi gerisine şok edici zelzeleler yaşanıyor. Bunun sıcak çatışmalara dönüşme ihtimali çok fazla. Zira tarih boyunca bu daima bu türlü olmuştur. Birinci ve İkinci Dünya savaşının ana sebebi budur.

Böyle devam ederse ABD-Çin hesaplaşması, Tayvan’da, Asya Pasifik’te, bizim bölgemizde çok önemli çatışmalara, harita değişikliklerine neden olabilir. İsrail’in bölgesel hesapları belirli.

Yunanistan ve Rum Kesiti üzere zayıf ülkeler, kendilerine buradan yeni bir yol aramakta, İsrail gücünü kullanmakta, Türkiye’yi karşı öbür ittifaklar halkası örgütlemektedir.

Yunanistan’ın en son, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilanına hazırlık olarak görülen Deniz Mekânsal Planlama haritası ilan etmesi, Ege’yi Türkiye’ye büsbütün kapatma teşebbüsü, Meis adası üzerinden Türkiye’ye Akdeniz kapılarını bile kapatabileceğini düşünmesi, Rum Kesimi’nin askeri üsse dönüştürülüp KKTC’de olayları organize etmeden sonraki ikinci atılımdır.

Bu tam bir İsrail aklıdır ve Türkiye’ye karşı misillemesidir. İsrail Suriye’de emeline ulaşamadı. Tehdit lisanı işe yaramadı. Türkiye’yi durduramadı. Artık Yunanistan’ı ön cepheye sürdü, Türkiye ile savaşa sürüklüyor. Ancak İsrail, Atina’nın gücünün buna yetmeyeceğini bilmeli. Yunanistan, bu türlü aptalca bir devlet aklı yüzünden Ege’de adaları bir haftada kaybedebileceğini bilmeli. Zira bu böyledir.

Çin-ABD güç savaşının yalnız bıraktığı Avrupa, (AB) işte bu büyük hareketlilik içinde kendine yeni bir yol ararken, İsrail ve Yunanistan’ın önceliklerine çok dikkat etmesi gerekiyor.

Türkiye ile her alanda savunma iştirakleri isteyecek hale gelen AB’nin, global güç oyununda tekrar sahne almak için en rahat çalışabileceği ülke Türkiye’dir.

Çin’den Orta Asya, Anadolu, Akdeniz ve Avrupa’ya uzanan Orta Koridor çalışmaları bu yüzden hızlandırıldı. AB bilhassa bu alanda güç arayışına gridi.

En son Türk cumhuriyetleri ile masaya oturdu, ekonomik kaynak vaadinde bulundu. Lakin AB’nin ufuksuzluğu hem kendini hem Türk Cumhuriyetleri’ni büyük bir kusura sürükledi.

Bu ülkelerden “KKTC’nin tanınmaması”na yönelik taahhütler alınması, Türkiye’de çok derin bir hayal kırıklığına yol açtı.

Bu hal; AB’nin Çin-AB savaşının yol açacağı yeni güç yapılanmasında da “doğru yolu bulamayacağı” imgesini netleştirdi. Türk Cumhuriyetleri, muhtemelen AB’nin gücünü ve parasını önceleyerek, AB’ye istediğini verdi. Halbuki AB’nin gelecek tehditlerde hiçbir ülkeyi koruyacak gücü yok. AB’nin kendini bile koruyacak gücü yok.

Rusya tehdidi ve Çin tehlikesine karşı Orta Asya’da AB’yi alternatif güç kaynağı olarak ikame etmeyi denerlerse bence Türk Cumhuriyetleri büyük hayal kırıklığı yaşayacaktır.

Oysa bu ülkeler hem Türkiye ile güç dayanışmasını daha da artırabilir hem de AB ile yakınlığı güçlendirebilirdi, bu mümkündü. Hala da bu türlü olmalı.

Çünkü; ABD-Çin savaşı Orta Koridor’un çok süratli bir formda güçlendirilmesini, acil harekete geçirilmesini zarurî kılıyor. Çin’den Avrupa’ya yönelecek yeni koridor, hem Orta Asya’ya, hem Türkiye’ye, hem Avrupa’ya büyük fırsatlar ve zenginlikler sunuyor. Tahminen de 21. yüzyılın en büyük ticaret koridoru bu sınır olacak.

Öyleyse bu çizginin bölge içi, jenerasyon için çatışma alanlarına dokunmadan güçlendirilmesi lazım. Bu çizginin Türkiye’siz olmayacağı açık. Türkiye’nin Orta Asya-Avrupa yakınlaşmasını desteklediği açık.

Bütün lojistik ve altyapısını yıllardır buna hazırlıyor. Türkiye bu nesli yalnızca ekonomik alan değil, bölgesel ortak güç alanı olarak görüyor. Ve bu bir Harika Jenerasyon inşasıdır!

Tuhaf bir halde bu aksilikler Suriye’de idarenin değişmesi ve Türkiye-İsrail restleşmesi ile başladı. Hem AB’nin hem Türk Cumhuriyetleri’nin İsrail konusunda Türkiye’ye ara koyduğu izleniyor. Bu soğukluk KKTC sıkıntısında, Orta Asya-AB pazarlıklarında kendini hissettirdi.

Bu da bize şunu düşündürür. İsrail’in Orta Koridor’u sabote etme imkanı var mı? Ya da zayıflatma, yavaşlatma, iç çatışmaları provoke edip ayrılıkları besleme durumu var mı?

Sanırım şuan bunun denemeleri yapılıyor. Ayrıyeten İsrail, Ege ve Akdeniz’den yürüttüğü “Türkiye’ye misilleme”nin Orta Asya ayağını da mı örgütlemeye çalışıyor? Yunanistan ve Rum Kesimi’ni kullandığı üzere AB’yi de Orta Asya’da Türkiye’ye karşı silah olarak mı kullanıyor?

Çok önemli sorular bunlar. Karşılıkları da o kadar değerli. İsrail’in bütün bu bölgeleri formatlama gücü yok. Lakin sabote etme gücü her vakit var.

Nitekim Orta Koridor, ABD’den çok Çin’in önceliğidir. Bu sabote etme halinde ABD’nin gücü mü kullanılıyor? Burada AB ve Türk Cumhuriyetleri üslendikleri bu rolle, merkezi özelliklerini kaybedip ikincil bir rol üslenmeye zorlanıyor üzere.

Oysa Türkiye, aktörlerin tamamına “merkezi” bir rol öneriyor. Bunun İsrail öncelikleri için heba edilmesi tarihi bir kusur olacaktır.

Geniş bir çerçeve çizdim. İçerideki hareketlerin aslında nerelerden tetiklendiğini, kimlerin ajandasının eseri olduğunu anlatmaya çalıştım.

Bu haliyle CHP’nin içeride üslendiği rol, İsrail’in bölgede üslendiği rolle birebir. Yunanistan’ın üslendiği rolle tıpkı. KKTC’de sokağa çıkanların İsrail’le irtibatları, Yunanistan’la ilişkileri açık.

Orta Koridor’un tamamında Türkiye zıddı bir oyun kurgulama teşebbüsleri var. Türk Devletleri Teşkilatı’nı sabote etme teşebbüsleri var. Türkiye-Orta Asya kapısını tekrar kapatma teşebbüsleri var. Ege’yi, Akdeniz’i Türkiye’ye kapatma teşebbüsleri var.

Ama kısa bir müddet sonra bunun mümkün olmadığı görülecek. İsrail’in Türkiye’ye güç yetiremeyeceğinin, AB’nin Türkiye’ye karşı ikame güç olamayacağı görülecek.

Türk Cumhuriyetleri’nin, büyük tarihi fırsatı günübirlik hesaplarla heba etmemeleri gerekiyor. İsrail ve AB’nin taktik hareketleri ortasında kaybolmamaları gerekiyor.

Türkiye ile birlikte, Orta Nesil için güç birliğini zedelememeleri gerekiyor. Çin’den Avrupa’ya Harika Jenerasyon fikrinin geleceğin ortak güç alanı olacağını yeterli bilmeleri gerekiyor.

İşte CHP’yi bütün bunlar olurken içeride alana sürdüler. Dışarıda bunları örgütlerken kullanacakları terör örgütü kalmadığı için, terör örgütlerine yükledikleri misyonu içeride CHP’ye yüklediler.

Bu haliyle Türkiye içinde ve KKTC’de olan olayların siyasetle, Atatürk’le, laiklikle zerre alakası yok. Öteki bir tehdit büyütülüyor. Herkes bunun hesabını ağır ödeyebilir.

Orta Jenerasyon inşa edilecek. Bütün bunlar aşılacak. Türk Cumhuriyetleri-Türkiye dayanışması çok daha güçlenecek. Bu uzun ve yorucu bir yoldur.

Tarih değişiyor. Güç haritaları değişiyor. Türkiye’nin merkezinde yer aldığı jenerasyon birinci kere bu kadar güç alanı oluyor. Bunu İsrail’in sabote etmesi mümkün değil. Bu türlü bir gücü yok ve artık hiç olmayacak.

Ama içeride de bölgede de, bu büyük dalgayı ardına almayanlar büsbütün bu yüzyılı kaybedecek.