Ne İBB ne İmamoğlu… İlçeler patlayacak!
İstanbul’daki son gelişmelerle ilgili en gerçek tahliller iktidar cephesinden geliyor. Bu da çok doğal. Zira muhalefet cephesi, “yolsuzluktan taraf olmayı” seçti. Haliyle ortaya saçılan bilgi ve evrakları de görmezden geliyorlar. Nitekim de
aklı başında bir özeleştiri
hatta ucundan da olsa bir tenkit görmedik. Şu son 15 günü gözden geçirecek olursak, bir
balonun sünmesini
izledik. Sonuç olarak; muhalefet cephesinde Özgür Özel’in CHP’ye yeninden genel lider seçilmesi dışında bir gelişme yaşanmadı.
Bu konuda en isabetli tahlil, -CHP’nin son kongresinden çabucak önce- birlikte yaptığımız Siyaseten programında Aydın Ünal’a ilişkin: “Pazartesi’den itibaren Ekrem İmamoğlu’nu hiç kimse hatırlamayacak.
Biz acır duruma geleceğiz
Ekrem İmamoğlu’na. Bütün sıkıntı CHP’nin kurultayı. Bu kurultay bittiği anda Ekrem İmamoğlu ile ilgili tartışmalar sona erecek.”
Gerçekten de Aydın ağabeyin dediği üzere oldu. Özgür Özel genel lider seçildi ve ardından iki kıymetli gelişme oldu. CHP’li gazeteci Şaban Sevinç, kongre salonundayken konuk olduğu yayında “İmamoğlu olmazsa Özgür Özel Cumhurbaşkanı adayı olabilir” dedi. Siyasette bir sıkıntı tartışılmak isteniyorsa işaret fişeği bu türlü atılır. Bir gazeteci yorumlar, başkası itiraz eder ve bir bakmışsınız olabilirliği konuşuluyor. CHP’liler artık
Ekrem İmamoğlu’nu bir kenara bırakarak
, Özgür Özel’den önder ve Cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağını konuşmaya koyuldu.
Peki İmamoğlu ne olacak? İkinci gelişme de bu soruya karşılık oldu. Unutuldu! Nasıl mı? İBB’ye yönelik rüşvet, yolsuzluk ve terör iltisaklı soruşturmalarda tutuklanan bir isim
neredeyse İmamoğlu kadar
konuşuldu. O da İBB Genel Sekreter Yardımcısı Becerikli Polat. İktidara yakın birtakım isimler de kendisine kefil oldular.
Tarihi yapıtları restore ettirdiği için
özgür bırakılmasını isteyenler oldu. Sorun tarihi eser ise Bursa’nın eski belediye başkanı Recep Altepe ile kimse uzunluk ölçüşemez. Bursa bir yana Balkanlar’da restore ettirip ayağa kaldırmadığı Osmanlı yapıtı kalmamıştı. Değişiktir, Altepe vazifedeyken
performans düşüklüğünden ötürü
istifa ettirildi. Kimse de çıkıp “bu adam yüzlerce yapıtı onardı” demedi.
Mahir Polat da esasen, -oluşturulan çok istikametli kampanyanın da tesiri ile- çok sayıdaki sıhhat sebepleri göz önünde bulundurularak İsimli Tıp kararı ile mesken hapsine çıkarıldı. Çok ağır hastaydı, hayati tehlikesi vardı lakin hapishaneden meskenine kendi kullandığı araçla gitti. Allah şifa versin. Lakin bu tezatlığı yazmamak da olmaz. Dikkat ettim de
Polat’ın çıkmasına sevinenler
İmamoğlu’nu içeride unuttular. O denli görünüyor ki Özgür Özel, Polat’ı yanına çekerek gücüne güç katacak. Murat Ongun’u ise kirası 450 bin liraya yükselen Acarkent’teki
villanın sahibi dışında hatırlayan yok.
CHP kendi içerisinde yeni bölünmeler ve ittifakların günlerini sayarken, İstanbul’u buhranlı günler bekliyor. Evvelki gün Üsküdar’a gittim. Hem ilçe siyasetini yakından takip eden isimlerle hem de ortalarında
CHP’ye yakın kaynaklarımla
görüştüm. Oldukça
çarpıcı tahliller
dinledim. Anladım ki CHP’nin yeni krizi İstanbul’un ilçe belediyeleri olacak ve Üsküdar çok konuşulacak. Bir sefer,
İmamoğlu mahpusa girince
CHP’li kimi ilçe belediye liderleri “boşa” düşmüşler. Mesele Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş, ilçenin lideri olduğunu hatırlamak zorunda kalmış. “
Öncesinde neymiş?
” derseniz, masada konuşulanları şöyle aktarayım: “Üsküdar, tutuklanana kadar Ekrem İmamoğlu’nun gönderdiği KENTAŞ Genel Müdürü tarafından yönetiliyordu. Sinem Hanım ise yalnızca
sahadan paylaşım yapıyordu
. Bu ortada toplumsal medyasını da Murat Ongun’un takımı yönetiyordu. Mahpusa girince
sayfalarının performansı
bir anda
çakıldı
. Artık İBB’den onay almadan paylaşım yapamıyorlar. Lakin asıl sorun KENTAŞ şirketi. Buraya yönelik soruşturma genişliyor. Belediye meclisi karışık. Parti, komitelere üye seçimini yapamadı.
Sinem Hanım ile ilçe arasında
uyuşmazlıklar var. Halk da artık görüyor. Bir yıldır bir
çivi çakılmadı
. Homurdanmalar yükselecek. Birkaç haftaya belediye önünde protestolar yaşanırsa kimse şaşırmasın.”
Benzer kaotik durum Beykoz ve Çekmeköy’de de var. Beykoz için “
battı
” diyorlar. Beykoz, Boğaz kıyıları kadar koruları ile de meşhur. Fakat buralardaki
tüm toplumsal tesislerin kapatıldığını
okuduk. Gereksinim sahiplerinin çorba içtiği Beykoz Sofrası’nın kapatılması ise yürekleri burkmuş. Görüştüğüm deneyimli bir belediyeci, “Halkın bir tas çorbasını kesen, ne yol yapar ne de çöp toplar. Yakında çöp dağlarını görürüz” dedi.
Partideki belirsizlik ilçelerdeki meclis üyelerine de sirayet etmiş. Kimileri
sorumluluk almak istemiyor
ya da “ilçenin” ve “İBB’nin” güdümünde iş yapmaktan kaçıyorlarmış. Bir de yürütülen
soruşturmaların muhatabı olmak istemeyenler
varmış.
Çekmeköy Belediyesi’nin son meclis toplantısında CHP’lilerin kendi ortalarındaki arbedesi toplumsal medyaya taşındı. Tez şu: “Saraçhane Tayfası” diye isimlendirilen CHP’li küme, Meclis Birinci Lider Vekili CHP’li Bora Kılıç’ı
tasfiye etmeye çalışıyormuş
. Bakalım kim baskın çıkacak?
Bu ortada öğrendim ki CHP’nin İstanbul’daki ilçe belediyelerin performansını ölçtüğü son anketten çıkan
sonuç partilileri şaşırtmış
ancak Üsküdar’daki herkes “gayet normal” karşılamış. Ankete nazaran; Bakırköy ve Üsküdar belediye liderleri,
ilçe halklarının oylarıyla
en başarısız belediye liderleri olmuşlar. Bakırköy’ü bilmiyorum lakin Üsküdar’da durum ortada.
Dediğim üzere,
İmamoğlu üç günde unutuldu
lakin İstanbul’un CHP’li ilçelerinde kazan kaynıyor. İBB’nin Saraçhane Medyası üzerinden algı yaparak kapattığı açıklar ortaya çıkmaya başladı. Şu da var; AK Parti’den CHP’ye geçen ilçelerde daha büyük kaoslar bekleniyor. Zira buralardaki
hizmet disiplini yok olmuş
. Üsküdar en bariz örnek.
CHP’li kaynaklarımı çok huzursuz gördüm. Bir tanesi Gaziantep’in Şehitkamil Belediye Başkanı’nın CHP’den istifa ederken,
parti içerisinden kendisine yapılan baskıyı
ifşa etmesini hatırlattı. “Aslında söyleyemedikleri de vardır” dedi ve şu bombayı bıraktı: “İstanbul’da da CHP’li en az bir ilçe belediye başkanı benzer serzenişlerle, partiden hatta başkanlıktan istifa ederse hiç şaşırmam” dedi. Ben şaşırdım açıkçası. Bekleyip göreceğiz.
Net olan ise şu: İstanbulluları, havalar ısınırken
belediyecilik hizmetlerinden yoksun kalınan günler
bekliyor. En azından zihnen hazırlıklı olalım.
