Cumhurbaşkanı Erdoğan 4. Antalya Diplomasi Forumu’nda konuşuyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Antalya Diplomasi Forumu Resmi Açılış Töreni’nde konuşuyor.
Buradan savaşların, çatışmaların, ölümlerin acısını yüreklerinde taşıyan tüm mazlumları ülkem ve milletim ismine selamlıyor, kendilerine dayanışma iletilerimizi gönderiyorum.
Dünyanın 4 bir yanından forumumuza teşrif eden konuğumuza teşekkür ediyor 3 gün sürecek değerli programın tüm dünya için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Diplomasinin nabzının arttığı küresel bir markaya dönüşen forumun 4’üncüsünü muvaffakiyetle terpit eden Bakanlığımızı, sayın Hakan Fidan ve mesai arkadaşlarımı canı gönülden tebrik ediyorum.
Ayrışan dünyada diplomasiyi sahiplenmek temasıyla düzenlenen forum kapsamında icra edilecek görüşmelerin hepimize verimli bir ufuk çeşidi yaptırmasını temenni ediyorum. Dünyada dış siyaset ve memleketler arası bağlar alanında önde gelen etkinlikler ortasında yer alan foruma bilhassa yönelik ağır ilgiden memnuniyet duyuyoruz.
Antalya’dan tüm dünyaya verdiğimiz barış ve dostluk iletileri Antalya Diplomasi Forumu’nu muadillerine nazaran farklı bir yerde konumlandırıyor. Üç gün boyunca binlerce iştirakçi kritik bölgesel konutlarda fikir alışverişinde bulunup tahlil tekliflerine ele alacaktır.
Diplomasinin insani teşebbüsçü ve geleceğe yönelik plan yapabilme kabiliyetini daha fazla öne çıkarmamız gerektiği anlaşılıyor. Dünya beşten büyüktür zira insanlık beşten büyüktür. Bu tespiti yaparken maksadımız bu türlü bir anlayışın hakim kılınmasıdır. Türkiye sahip olduğu deneyim, tarihi beşeri, kültürel zenginlik ve derinlik hasebiyle dünyaya bu bildirisi en rahat verebilecek ülkelerden biridir.
Krizlere hamile bir ülkede bulunuyoruz. 1’inci dünya savaşından soğuk savaşa kadar büyük güçler ortasındaki yıkıcı rekabetin en fazla hırpaladığı en fazla olumsuz etkilediği coğrafya yeniden burasıydı. Bugün de memleketler arası siyasetin gündemini domine eden birçok sorun savaş, kriz ve tansiyon tekrar bizim yakın etrafımızda cereyan ediyor.
Biz bu coğrafyanın yalnızca sakinleri değiliz tıpkı vakitte sahipleriyiz. Bin yıldır buradayız. Bu topraklardayız, inşallah daha kaç asırlar boyunca tekrar burada olacağız.
Medeniyetin, huzurun, güvenliğin, barışın coğrafyası olmasını istiyoruz. Çatışmanın değil, uzlaşmanın, ayrışmanın değil ittifakın, kan gözyaşı ve acı tansiyonun değil refahın hükümran olduğu bu türlü bir dünyada yaşamak, evlatlarımıza bu türlü bir dünya bırakmak istiyoruz.
Barışın savaştan daha fazla emek istediğinin çok farkındayız. Biz kolayı değil her vakit zoru seçtik. Bugün de sıkıntı olanın tarafındayız. Ukrayna, Sudan, Libya, Somali üzere yakın dostluğumuz olan ülkelerde nasıl barış ve istikrar için çaba ediyorsak Afrika ve Asya’da da arabuluculuk üzere inisiyatiflerle sorumluk üstleniyoruz.
Bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde, kaynaklarında gözümüz yok. Türkiye olarak nerede varlık gösteriyorsak orada yerin altındakilerle değil yerin üstündekilerle yani beşerlerle yani canla ilgileniyoruz.
Ayrıntılar geliyor…
