Konuya dair yapılan aktüel araştırmaları derleyen Online PR Servisi B2Press, Siber Güvenlik Kanunu Teklifi’nin şimdi maddeleştiği bir periyotta, globaldeki siber güvenlik haritasını çizdi.

İncelenen Dünya Ekonomik Forumu bilgilerine nazaran, siber tehdit ortamının fidye yazılımı, toplumsal mühendislik ve yapay zekanın dayanağını almasıyla 2025’te daha sofistike hücumlarla şekilleneceği öngörülüyor. O denli ki kuruluşların yüzde 66’sı, öncelikli olarak yapay zekanın siber güvenlikte oyunun kurallarını değiştireceğini düşünüyor. Onu, bilişim ve bulut teknolojileri izliyor. Bu akınlardan ise en çok, yüzde 49’unun siber güvenlik maksatlarına ulaşmak için gerekli yeteneklerden mahrum olduklarını belirttiği kamu dalı etkileniyor.

Jeopolitik belirsizlikler, siber eşitsizlik ve sofistike siber tehditlerle karakterize edilen karmaşık bir arenada hükümetlerin de güvenliği önceliklendirmeleri gerekiyor. Zira halk da bu mevzudaki telaşlarını açıkça bildiriyor. Avrupa ve Kuzey Amerika’da halkın yüzde 15’i, ülkelerinin alt yapısını amaç alan büyük siber olaylara hükümetlerin cevap verme yeteneğine güvenmiyor. Bu oran Afrika’da yüzde 36, Latin Amerika’da yüzde 42 ve Türkiye’nin de dahil olduğu Orta Doğu’da yüzde 21 olarak ölçülüyor.

Gartner’ın yakın vakitte yayımladığı ‘Siber Güvenlik Trendleri: Dönüşüm Yoluyla Dayanıklılık’ raporuna nazaran siber tehditlere tedbir alınması çerçevesinde iş sürekliliğini ve işbirlikçi risk idaresini vurgulayan programlara muhtaçlığın arttığına dikkat çekti. Raporda, ülkelerin, kuruluşların ya da işletmelerin de atakların giderek arttığı bir yerde dönüşümle aktif çaba etmek için bilgi güvenliği programlarını, işbirlikçi siber riskleri, makine kimliklerini yönetmeleri gerektiği yer aldı. Dayanıklılığı daima kılmak için ise siber güvenlik teknolojilerinin optimizasyonunu sağlarken siber güvenlik grubunun refahını da müdafaaları önerildi. Tüm bu tedbirler, başkanları bekleyen siber tehdit ortamının külliyen yok olmasını sağlamasa da siber güvenliğin stratejik bir mecburilik olduğu ortaya koyuldu.