Türkiye farkını ortaya koydudu
İslam İş birliği Gençlik Forumu (ICYF) ve İstanbul Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen Gazze Mahkemesi Özel Konferansı, “Trump’ın Filistin Sıkıntısına Ait Karanlık Vizyonu” başlığıyla gerçekleştirildi. İsrail’in Gazze’de işlemeyi sürdürdüğü savaş cürümlerini araştırmak üzere akademisyen, entelektüel, insan hakları savunucuları ile medya ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri bir ortaya geldi. Teşebbüsün başkanlığını üstlenen Eski Birleşmiş Milletler (BM) Filistin Raportörü ABD’li akademisyen Prof. Dr. Richard Falk, Yeni Şafak’a konuştu.
Türkiye’nin Filistin davasındaki duruşu ve milletlerarası siyasetteki pozisyonuna dikkat çeken Falk, birçok devletin stratejik çıkarlarını korumak ismine memleketler arası hukuk ve etik bedellerden feragat ettiğini, lakin Türkiye’nin bu mevzuda farklı bir çizgi izlediğini söyledi. Türkiye’nin Filistin haklarına dayanak konusunda en dengeli ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Falk, “Diğer ülkeler, ABD yahut global ekonomik seçkinlerle olan bağlantılarını korumak ismine Filistin sıkıntısında utangaç bir hal sergiliyor. Lakin Türkiye, bedellerine dayalı olarak hareket etmeye istekli ve tıpkı vakitte çıkarlarını koruyan bir ülke konumunda” halinde konuştu.
BM’nin büyük güçlerin tesiri altında hareket ettiğini hatırlatan Falk, bu nedenle global adaletin sağlanmasında yetersiz kaldığını vurguladı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nun (BMGK) işleyişini de eleştiren Falk, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” telaffuzunu hatırlatarak şunları söyledi: “BM, İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri ortasında bir pakt olarak kuruldu. Barış ve adaletin koruyucusu olmak için tasarlanmadı. Güvenlik Kurulu’nun beş daimî üyesi, kendi çıkarlarına nazaran hareket etme hakkına sahip ve milletlerarası hukuku ihlal etseler bile dokunulmazlıkları var. Bu durum, global güvenliği sağlamak ismine mantıksız bir yapı oluşturuyor.”
Bosna savaşında yaşanan soykırımı hatırlatan Falk, Gazze’de yaşanan trajedinin de emsal bir insanlık kabahati olduğunu belirterek, Batı dünyasının çelişkili halini şu sözlerle eleştirdi: “Bosna’daki soykırımın akabinde Batı dünyası ‘Bir daha asla’ kelamı verdi. Fakat bugün, Gazze’deki Filistin halkının savunmasız bir biçimde katledilmesine ya göz yumuyorlar ya da bunu kolaylaştırıyorlar. İslam dünyasını sömürmek ve siyasi davranışlarını denetim etmek için gerekirse insanlıktan çıkarmayı göze alıyorlar.” Falk, Gazze’de işlenen insanlık hataları için memleketler arası kamuoyunun daha fazla ses çıkarması gerektiğini tabir etti.
