Özgür Özel, CHP küme toplantısında ve mitinglerinde hükûmete yönelik bi bir hareket olarak ‘kırmızı kart’ gösterdi de ne oldu?.. Katıldığımız TV programlarında da sordular… Ne düşünüyorsunuz, bağlantı açısından manası nedir?.. Tesirli olur mu; oldu mu?..

Fikrimizi oralarda beyan ettik; “İletişim sonuç odaklı bir iştir” dedik… Kaldı ki yol o kadar yanlış, halktan o kadar ‘kopuk’tu ki sonuç beklemek bile abesle iştigal üzere görünüyordu…

Bizi doğrulayan ve bu hareketin asıl muhatabı olan ‘halk geneli’nin ne düşündüğünü de Areda Survey araştırmış. Türkiye genelinde 2.407 kişinin iştirakiyle hayata geçen çalışmaya nazaran; Türk halkının yüzde 74,2’si Özel’in bu aksiyonunu başarısız bulmuş. Başarılı bulduğunu söz edenlerin oranı ise yüzde 25,8 imiş. Eh, üzücü değil… Onlarca yıldır “30’u aşma; 25’ten şaşma” ilkesi ile genel seçimleri kaybetmede büyük istikrar gösteren CHP yeni lideri ile de hedefini tutturmuş… Tebrikler(!)…

Yüzde 82,8’i ise, kırmızı kart hareketinin muhalefetin sesini duyurması için tesirli bir prosedür olmadığı görüşündeymiş. Tesirli olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 17,2’de kalakalmış.

“Yıllardır bir garip öfke sözlerimizde / Söylenir oldu oldu da ne oldu…” der Leman Sam’ın 1990 yılında çıkardığı albüm ile aynı adı taşıyan, sözleri Zeynep Talu imzalı “Çağrı” şarkısı… İç siyasete, bilhassa de muhalefetin tavır ve davranışlarımıza baktığımızda pek çok duyguya tercüman bir eser…

Alman dergisi Der Spiegel, dijital yayın platformlarının abone sayılarının geldiği yer hakkında bir haber yayınlamış… Netflix, 2024’ün son çeyreğinde, hiç olmadığı kadar süratli büyüme kaydetmiş ve rekor kırarak 19 milyona yakın yeni abone kazanmış. Böylelikle dünya genelindeki abone sayısı yaklaşık 302 milyon haneye ulaşmış. Her hanedeki ortalama izleyici sayısı 4 olsa 1,2 milyardan fazla kişi eder.

Öte yandan Disney+’ın 160 milyondan az, Amazon Prime Video’nun ise yaklaşık 200 milyon abonesi olduğu iddia ediliyormuş.

Peki ortadaki büyük farkın nedeni ne?.. Mecmua, Netflix’in büyümesini, canlı spor yayınları ile tanınan şirket içi üretimlerin istikrarlı bir karışımına sahip olmasıyla açıklıyor.

Ayrıca, artan maliyetlerle başa çıkmak için kimi ülkelerde abonelik fiyatlarını yükselten Platform’un finansal performansı da oldukça dikkat cazipmiş. Bir evvelki yıla kıyasla kârını neredeyse ikiye katlayarak yaklaşık 1,9 milyar dolar düzeyine ulaşan Netflix, gelirini de yüzde 16 oranında artırarak 10 milyar doların üzerine çıkarmış. Yıl genelinde şirket, toplam 39 milyar dolar gelir ve 8,7 milyar dolar kâr elde etmiş.

Tabii Borsa da bu performansa kayıtsız kalmıyormuş. 2020’de pandeminin tetiklediği kullanıcı artışının akabinde, 2022 baharında kullanıcı sayısındaki düşüş nedeniyle yaşanan çöküşten bu yana şirketin piyasa pahası 5 kat artarak 400 milyar doların üzerine çıkmış.

Netflix’in savunduğu pahalarla ilgili, bilindiği üzere çok fazla tartışma var. “Evrensel… Küresel…” nitelemeleriyle dünyaya kabul ettirilmeye çalışılan bu ‘tartışmalı’ pahalar, toplumların ‘ortak ruhi şekillenmesi’nin köklerini hırpaladığı ve değiştirmeye çalışması nedeniyle, başta inançlı kısımlar olmak üzere dünyadaki büyük kitleler tarafından eleştiriliyor.

Yine bilindiği üzere tahlil, yasaklamak ya da kısıtlamak değil… Daha düzgününü, daha tesirlisini, daha doğrusunu yapmak… Lakin sayılar burada trenin kaçmak, savaşın ise kaybedilmek üzere olduğunu gösteriyor…

2025’in birinci günlerinde bizim köşemize de husus olmuştu; 1 Ocak 2025 prestijiyle Sait Faik Abasıyanık’ın vefatının üzerinden 70 yıl geçtiği için kanun gereği yapıtlarının telif hakkı hür kalmıştı…

İlk hareket, 2011 yılından bu yana Abasıyanık’ın yapıtlarının telifini elinde bulunduran İş Bankası Kültür Yayınları’ndan gelmiş, muharririn vasiyetinde belirttiği üzere kitaplarından elde edilen geliri Darüşşafaka Cemiyeti’ne bağışlamaya devam edeceklerini açıklamışlardı…

Onu, Can Yayınları ve İthaki izlemişti… Benzeri bir açıklamayı Everest Yayınları yaptı…

İş Bankası’nın çok yanlışsız bir örnek olarak başlattığı bu hareket, gaye kitlenin kültür ve davranışlarına uygun bir davranış biçimi olarak yayıncılık etrafı için ‘yüz akı’ bir uygulamaya döndü…

Şu günlerde “71. Sait Faik Kıssa Armağanı” için müracaatları toplayan İş Bankası Kültür Yayınları’nı kutlarız… Sadece yayıncılara örnek oldukları için değil, kültürümüzün bedelli ögelerine sahip çıkmayı ‘uzun vadeli’ bir iş olarak sahiplendikleri için de…